
Tube Eurasia ve Wire Eurasia Fuarları heykeltıraş ve Mimar Derya Okçu'nun metal malzemelerle oluşturduğu özgün heykellerine ev sahipliği yapıyor. Fuar süresince ziyarete açık olan bu özel sergi, sanayiyle sanatın kesişiminde ilham verici bir yolculuğa çıkmanızı sağlayacak.
9 Nisan'da ise kaçırılmaması gereken bir etkinlik sizleri bekliyor! Derya Okçu, saat 13.00 - 15.00 arasında fuar alanında kurulan atölyede 10. salon sergi alanında kaynak makinesiyle canlı bir performans sergileyerek üretim sürecini izleyiciler ile buluşturacak.
Metal şekil değiştirirken, siz de yaratıcılığın dönüşümüne tanıklık edin! Bu eşsiz etkinliği kaçırmamak için online biletinizi şimdi alın!
ÜCRETSİZ ONLİNE BİLET
SANATÇI HAKKINDA
Y. Mimar Derya OKÇU; İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde mimarlık eğitimi aldı. Mimari çalışmalarının yanı sıra 2014 yılında Yunus Tokuş Heykel Atölyesi'nde buluştuğu "ÇAMUR" ve 2022 yılında Sevgi Karay Metal Atölye'sinde buluştuğu "METAL" ile heykel çalışmalarını sürdürüyor.Düşünce ve duyguyu yansıtma, bulunduğu ortama estetik anlam kazandırma, mekana değer katma gibi özelliklerinden dolayı heykel sanatının mimarinin önemli bir parçası olduğunu düşünüyor.
YER ALDIĞI SERGİLER
- İZ
- ARTANKARA
- SÜRPRİSE
- 2022 İSTANBUL ANTİKA VE SANAT FUARI
FUARDA SERGİLENECEK ESERLERİ

TORSO – Merak / Ruhsal Yolculuk
İnsan bedeninin ruhsal yolculuktaki rolünü ve öğrenme isteğini temsil eder. Tamamlanmamış beden, merak eden, eksik olan… Sürekli kedini tamamlamaya, öğrenmeye ve keşfetmeye çalışan.
İnsan, doğası gereği tamamlanmamış bir varlık. Sanki dünyaya eksik gönderilmişiz gibi, içimizde sürekli bir arayış, bir boşluk, bir “daha fazlası” hissi… Sürekli bu boşluğu doldurma çabası ama neyle doldurmaya çalışırsak çalışalım, hep biraz eksiklik… Çünkü belki de eksik olmak, insana ait en insani hâllerden biri.
DENİZ ANASI – Sezgisel Akış
Akıntıya karşı koymak yerine onunla beraber hareket eder. Hayatın akışına uyum sağlamayı ve olayları kabullenmeyi temsil eder. Mantıktan çok sezgiye güvenmeyi ve doğal akışla uyum içinde olmayı anlatır.
Bazı türleri yaşlanmayı tersine çevirebilir. Biyolojik olarak ölümsüzdür. Zamanın döngüselliğini, yenilenme ve sonsuzluğu simgeler.
FİL – Bilgelik / Ruhsal Rehber
Dünyadaki en zeki hayvanlardan biridir. Hafıza, güç ve dayanıklılık sembolüdür. Atalardan gelen bilgelik ve geçmişi hatırlama yetisine sahiptir.
Sadakat, sevgi, yas, dostluk gibi duyguları vardır. Bereket ve şans getirir. Güçlerini kötülük için kullanmazlar. Önlerindeki her engeli kaldırarak yollarına devam ederler. Zorlukları aşmayı, azim ve kararlılığı temsil eder.
Sadakat, sevgi, yas, dostluk gibi duyguları vardır. Bereket ve şans getirir. Güçlerini kötülük için kullanmazlar. Önlerindeki her engeli kaldırarak yollarına devam ederler. Zorlukları aşmayı, azim ve kararlılığı temsil eder.
YUSUFÇUK – Metamorfoz / Ruhsal Evrim
Yaşam döngüsü boyunca büyük değişim gösterir. Hayata suda başlar, bir gün kabuğunu kırar su yüzüne çıkar ve uçar. Hafifliği, zarif uçuşu ve suyla olan bağı nedeniyle maddi ve ruhsal dünya arasında köprü olarak görülür.
Kişisel gelişimi, ruhsal evrimi ve değişimin kaçınılmazlığını temsil eder. Zorlukların ardından gelen büyüme ve özgürlüğün sembolüdür. Duygular ve zihin arasındaki dengeyi sembolize eder.
Duygulara kapılmadan doğanın akışına güvenmeyi hatırlatır. Işığın kanadındaki renkleri değiştirmesi gibi hayatın başka açılardan bakıldığında farklı görülebileceğini anlatır. 2 çift kanadı birbirinden bağımsız hareket eder, havada asılı kalabilir ve aniden yer değiştirir. 360 derece görebilir. Yeniden doğuş, ruhsal değişim ve dönüşüm, özgürlük, cesaret ve mutluluğu simgeler.
DENİZ KABUĞU – İçsel Sessizlik / Huzur
Doğanın mükemmel geometrisini ve içsel sesi dinlemeyi simgeler. Ruhun derinliklerinden gelen bilgeliktir.
Eline aldığın bir deniz kabuğu, ilk bakışta sıradan bir doğa parçası gibi görünen ancak yakından baktığında içindeki spiral geometrisi ile evrenin en derin yasalarını fısıldayan bir varlık. Kulağına götürdüğün deniz kabuğunun içinden gelen uğultu, aslında insanın kendi iç sesi… Ruhun derinliklerinden gelen bilgelik.
İçine dönme, iş sesini dinleme, içsel huzur, içsel sessizlik…
MERDİVENLİ FİGÜR – Telaş / Koşuşturma
Yaşam döngüsü boyunca büyük değişim gösterir. Hayata suda başlar, bir gün kabuğunu kırar su yüzüne çıkar ve uçar. Hafifliği, zarif uçuşu ve suyla olan bağı nedeniyle maddi ve ruhsal dünya arasında köprü olarak görülür.
Kişisel gelişimi, ruhsal evrimi ve değişimin kaçınılmazlığını temsil eder. Zorlukların ardından gelen büyüme ve özgürlüğün sembolüdür. Duygular ve zihin arasındaki dengeyi sembolize eder.
Duygulara kapılmadan doğanın akışına güvenmeyi hatırlatır. Işığın kanadındaki renkleri değiştirmesi gibi hayatın başka açılardan bakıldığında farklı görülebileceğini anlatır. 2 çift kanadı birbirinden bağımsız hareket eder, havada asılı kalabilir ve aniden yer değiştirir. 360 derece görebilir. Yeniden doğuş, ruhsal değişim ve dönüşüm, özgürlük, cesaret ve mutluluğu simgeler.
DENİZ KABUĞU – İçsel Sessizlik / Huzur
Doğanın mükemmel geometrisini ve içsel sesi dinlemeyi simgeler. Ruhun derinliklerinden gelen bilgeliktir.
Eline aldığın bir deniz kabuğu, ilk bakışta sıradan bir doğa parçası gibi görünen ancak yakından baktığında içindeki spiral geometrisi ile evrenin en derin yasalarını fısıldayan bir varlık. Kulağına götürdüğün deniz kabuğunun içinden gelen uğultu, aslında insanın kendi iç sesi… Ruhun derinliklerinden gelen bilgelik.
İçine dönme, iş sesini dinleme, içsel huzur, içsel sessizlik…
MERDİVENLİ FİGÜR – Telaş / Koşuşturma
Hep bir adım ileri, hep bir sonraki görev, bir sonraki mesaj, bir sonraki randevu... İnsan, bu akışın içinde çoğu zaman "şu an"ı ıskalar. Geçmişin pişmanlıklarıyla geleceğin endişeleri arasında salınırken, içinde yaşadığı an bir gölge gibi geçer gider. Oysa hayatın özü, tam da oradadır: anda.
Anda kalmak, zihni susturup varlığımızı bu ana sabitlemek. Ama bunun bir adım ötesi daha var: akışta kalmak. Bu, sadece anda olmak değil; aynı zamanda yaptığın işe, bulunduğun ortama tamamen dahil olmak.
EJDERHA – İçsel Güç / Dönüşüm
Bilgelik ve ruhsal aydınlanmanın sembolüdür. Derin bilgelik ve doğanın koruyucu gücünü barındırır.
İnsanlık için aşılması gereken bütün zorlukların ve korkuların temsilidir. Değişim, yenilenme ve dönüşümü simgeler.
Anda kalmak, zihni susturup varlığımızı bu ana sabitlemek. Ama bunun bir adım ötesi daha var: akışta kalmak. Bu, sadece anda olmak değil; aynı zamanda yaptığın işe, bulunduğun ortama tamamen dahil olmak.
EJDERHA – İçsel Güç / Dönüşüm
Bilgelik ve ruhsal aydınlanmanın sembolüdür. Derin bilgelik ve doğanın koruyucu gücünü barındırır.
İnsanlık için aşılması gereken bütün zorlukların ve korkuların temsilidir. Değişim, yenilenme ve dönüşümü simgeler.
BETON HEYKEL – Dışa Vurum / Çığlık
Sert, gri, suskun… Zamanı ağırlığı ile donmuş bir kütle… Akışı, anı unutmuş sessizlik içinde bekleyen bir cisim… Bütün bunlara inat bir çığlık gibi birden ortaya çıkan darbeler ile eksilen fazlalıklar ve betonlaşmanın içinde bir melek. Her kırık melekler için açılan bir boşluk…

Kıvılcımların Arasından Yükselen Ejderhaya Tanık Olun!
9 Nisan tarihinde saat 13.00 - 15.00 arasında 10. salonda gerçekleşecek olan Derya Okçu'nun ejderha heykel yapımı canlı performansına davetlisiniz!

DRAGON:
Dragon heykel nasıl yapılır?
KONSTRÜKSİYON
6’lık transmisyon (soğuk çekme) metal ile heykelin konstrüksiyonu, yani taşıyıcı sistemi oluşturulur.
Metal çekiş, örs, tel kesme el makası, yatay ve düşey klifa gibi çeşitli araçlar ile forma göre şekillendirilir.
GÖVDE
Alt Kısmı İçin;
Uzun şeritler halindeki, 1,5mm kalınlığında sac levhalar öncelikle çekiçle vurularak dövülür. Üst yüzeyinde bir doku oluşturulur.
Gövdenin üzerinde metre ile ölçü alınır ve giyotin makas ile parça kesilir. Gövdenin formuna göre içbükey ya da dışbükey haline getirilir.
Kaynak makinesi ile konstrüksiyona puntolanır.
Her parça için bu işlem tekrar edilir ve hem konstrüksiyon hem de parçalar birbirine kaynatılır.
Üst Kısmı İçin;
6’lık transmisyon metal çubukları metre ile ölçülerek tek tek giyotin aleti ile kesilir. Bu aşamada her çubuk için ayrı ayrı ölçü almak gerekir.
Figürün sırtındaki forma göre; 6’lık demi kesildikten sonra yatay klifalara dayanarak çekiçle hafif vurulur ve dışbükey hale getirilir.
Tüm parçalar tek tek aralarında boşluk olmadan gövdeye ve birbirine kaynatılır. Bu işlemin her parça için tekrarlanması gerekir.
BACAKLAR
6’lık transmisyon(soğuk çekme) demiri; örs, çekiç, tel kesme makinesi yardımıyla forma göre şekillendirilerek konstrüksiyon oluşturulur.
Her bir bacak tek tek mengene ile (işkence aleti) sıkıştırılır.
3’lük tel (sıcak çekme) bacağın etrafından dolaştırılarak, üst üste gelecek ve açıklık kalmayacak şekilde sarılır. Her 2-3 sırada bir kaynak makinesi kullanarak birbirine kaynatılır ve sabit kalması sağlanır.
Dragon’un derisine benzer bir doku oluşturmak için üzerine kaynak makinesi ile puntolar atılır. Bu işlem tümüyle bittikten sonra bacak gövdeye kaynatılır.
4 bacak için bu işlem tekrarlanır.
KUYRUK
Dragon’un derisi ve kuyruğunu hissettirmek için kaynak makinesiyle çok daha sık puntolar atılır, böylece yoğun ve ağır deri görüntüsü verilir.
SON İŞLEM
Tüm figür bittikten sonra temizliği yapılır, fırçalanır ve fırın boyayla vernik cilası atılır.